Türkiye'nin öncelikle cevaplaması gereken en kritik soru ile artık tüm dinamiklerimiz yüzleşmek zorunda. Türkiye tam bağımsız olmak istiyor mu? Türkiye'yi yöneten sistemin attığı adımlar ile attığı taş kurbağayı ürkütmeyenler arasında kalmış bir dönemdeyiz. Türkiye niçin tam bağımsız olmak zorunda? Bu soruyu sorarken başımıza arkamıza çevirmek zorundayız. Yani Türkiye'nin en doğusuna Kafkas dağlarına... Ve yine gözlerimizi ufka dikmeliyiz. Yani, en batıya Vatikan'a...
Türkiye Kafkasya ile Vatikan arasınad sıkışmış bir coğrafyanın içerisinde. Öyle ki, Doğu ve Ortadoğu kaynayan bir kazandan öte adeta cehennem. Ve bu kazanın altındaki ateşi yada bu cehennemi sürekli harlayan ise, batı yani batılı ülkeler. Elbette batılı ülkeler kavramından Amerika'yı, Çin'i, İngiltere'yi yoksun bırakamayız. Ve yine Rusya içerisindeki sıcak denizler sevdası ise, sırtımızda ki gizli hançer. Bu sevdanın ateşi nedeniyle Türkiye ile Rusya bir türlü dost kalamıyor!
Türkiye'nin tam bağımsızlık mecburiyetini Akdeniz ile okumak gerekiyor. Ve yine Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın merhum Cumhurbaşkanı Turgut Özal'dan devir aldığı Avrasya projesinden. Bizlere göre öznesi Asya ile Avrupa olan özünde ise, Afrika'dan Avrupa'ya güçlü bir Asya yani Türk Dünyası ya da Türkiye olan büyük ideal...
Çin'de Türk ve Müslüman ahalinin yaşadığı cehennem azabı ortadayken, İsrail'in Ortadoğu başta olmak üzere döktüğü her mazlum kanı Dünya'ya akarken bizim tam bağımsız olmaktan başka çaremiz yok. Öyle ki, bize göre hayal olan bu ütopya mazlumların Cenabı Allah nezdinde kabul olunmuş duasından başka birşey değildir...
Nasıl tam bağımsız Türkiye sorusunu ise, ilerleyen günlerde satırlarıma taşıyacağım. Siz biraz "niçin tam bağımsız Türkiye" sorusunu düşünün...
Dünya, İznik'e göçecek...
Önceki gün İznik'te gerçekleşen 4'ncü Türk Dünyası Göçebe Oyunları basın lansmanına katıldım. Ak Parti Bursa Milletvekillerinin önemli bir kısmı burada idi. Ve yine Gençlik ve Spor Bakanı Sayın Kasapoğlu ile babasının yiğit oğlu Sayın Necmeddin Bilal Erdoğan. Dünya'nın İznik'e gözlerini çevirdiği bir dönemde gerçekleşecek organizasyon Türk İslam coğrafyası için fazlasıyla değerli. Sayın Bilal Erdoğan'ın "İznik'teki Kırgızlar Türbesi de 700 yıl önceki birlikteliğin bir simgesi" sözleri aslında Avrasya adına son süreçlerin yaşandığını gösteriyor.
Necmeddin Bilal Erdoğan'ın konuşmasını izlerken babası Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan'a dair izleri gözlemledim. Öyle ki, Ankara'da Bilal bey "babasının gururu annesinin gözünün nuru" diyorlar. Bilal Erdoğan'ın güçlü bir gençlik ordusu var. Bu ordu bileği kadar gönlü de güçlü bir ordu. Bilim, ilim ve ahlak merkezli oluşturduğu gençlik yapılanması ile Bilal Erdoğan, Türkiye'nin yarınlarını dünden hazırlamaya başlamış bir marka.
Türkiye'nin İznik'e yüzünü dönmesi bir yere kadar kıymetli. Lakin, Dünya'nın gözlerini İznik'e çevirmesi çok daha önemli. Dünya'nın İznik'te yaşamış medeniyetlere olan hassasiyeti uzun zamandır biliniyor. Ve yine burada Bursa Büyükşehir Belediye Başkanımız Alinur Aktaş'ın önemli artı değerlerini göz ardı etmemek gerek. Bursa adına büyük bir şans olduğunu düşündüğüm Sayın Bursa Valimiz Yakup Canbolat'ın heyecanını gözlerinden okurken, Türk ve İslam coğrafyasına güç katacak cümleleri ile gururlandık. Devletimizin uç beyliği konumunda olan Payitaht Bursa'da böyle yiğit sancak beyleri oldukça, İznik'ten öte Akdeniz'inde bir Türk Gölü olarak asırlarca kalacağına itimatımız tam.