Doğu Akdeniz'den Viyana'ya doğru uzanan sıcak ekonomi koridorunu iyi değerlendirmek zorundayız. 2020 yılının zorlu ekonomi maratonunda ağır yara alan Avrupa Birliği'nde Türkiye karşıtı ülkelerin sayısı az bile olsa, etkileri büyük! İngiltere'nin özgürlük zaferi, yani Brexit ile elde ettiği kazanımlarını 2023 sonuna kadar sahaya sürmesi bekleniyor. Türkiye'nin üzerindeki baskıları artıracak tüm olgular ortalama 120 günlük bir zaman diliminde yaşanacak ve bitecek. Öyle ki, 1 Mayıs itibariyle Türkiye'nin üretim ve ihracat gücünün katlanacağını ifade edebiliriz. Su ve çevre konusunda diğer Dünya ülkelerinden daha hızlı davranan Türkiye, Recep Tayyip Erdoğan'ın Şehir Hastaneleri'nde ki başarısını yeniden yaşayacak. Anlayacağınız, Türkiye'nin yakın zamanda ciddi bir su sorunu yaşayacağını düşünmüyorum. Lakin, Bursa başta olmak üzere ülkenin tüm su kaynaklarına ve yollarına yönelik kuyu çalışmalarını Ankara'nın ciddi bir biçimde gözden geçirerek revize etmesi şart!
Akıncı üssü 15 Temmuz'un merkezinde olan bir askeri nokta idi. Bilindiği üzere, İhanet girişiminin marka ismi olan 'Akıncı' ifadesi şimdilerde bir ulusal kanalda televizyon dizisi olarak, hem de 2021 yılının ilk akşamında ekranlara geldi. Ve dizinin kahramanı her ne kadar Türk erkeğinin giyim tarzı ile uyuşmayan bir komedi oyuncusunu andırıyor olsa bile, bizi Yeşilçam'ın favori olduğu dönemlere hatta 'Kara Murat' hayranlığımızın tavan yaptığı bir döneme götürdü. O günkü sosyolojik dengeleri bilemediğim için herhangi bir yorum yapamam. Lakin, bugün Türkiye'de yayınlanan dizinin ilk bölümünde Amerikalı askerleri öldüren bir Türk İstihbarat personelinin baş aktör olması büyük mesajlar içeriyor. Yine, İstanbul'u yönetmek isteyen Amerik menşeili örgütlenmeler ve Türkiye bağlantılarını değerlendirdiğimizde, "15 Temmuz'a 15 ay kala var olan dönemleri diziler aracılığı ile yeniden mi kurguluyorlar" sorusunu sormadan geçmek istemem...
Uzun zamandır Amerika Birleşik Devletleri'nin Akdeniz ve Okyanus bölgesinde deniz kuvvetleri merkezli bir güçlenme profili çizdiğini görüyoruz. Yine, Irak gibi kendi ekonomisini cüzzi miktarda da olsa ayağa kaldırmayı başaran ülkelerin yeniden karıştırılmak istendiği söylemi ile her alanda karşılaşıyoruz. Amerika'nın Çin'in karşısına çıkabilecek bir deniz kuvveti yok! Hali hazırda var olan tüm sistemleri kendisini tatmin edebilecek tarzda sistemler ve teknolojiler. Ancak, son olarak geliştirmeye başladığı, bütçeleştirdiği ve önümüzdeki 20 yıllık kalkınma profiline eklediği teknolojilerin önündeki tek engel olan Donald Trump artık yok. Ve, Joe Biden'in koltuğa oturması ile birlikte 'Büyük İsrail' hamlelerinin sıklaşacağını ifade edebiliriz. Bu da önümüzdeki aylarda kaynayacak olan Ortadoğu gerçeğini masaya koymamız gerekliliğini ortaya çıkarıyor.
Türkiye'nin lider profilini sadece siyaset olarak okumayın. Türkiye'nin Koç gibi Sabancı gibi değerleri ile her alanda barışması gerekiyor. Ve yine, birçok sektörde kendi köklü firmalarını hayata döndürmesi hatta finanse etmesi şart!
Kısacası; Türkiye'nin ciddi bir akına karşı tüm önlemleri alarak ekonomi akıncılarını yeni savaşa hazırlaması 2021 yılı için tek çıkış projesi diyebiliriz.