Haftanın son tatil akşamında ulusal bir kanaldaki canlı yayına katılan Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın'ın sorulara dair cevaplarının satır aralarında ifade ettikleri, aslında Ak Parti'nin ötesinde Devlet'in dünden bugüne geldiği noktaya dair önemli mesajlar içeriyordu.
Gündeme dair önemli bir kuyu olan "gelecek" hususuna, farklı bir açısı ve tweet ile dünün gerçeklerine çağrışım yaparak cevap veren İbrahim Kalın, aslında yüzyıl önce nasıl Anadolu'nun çocuklarına "Yapamazsınız" dedilerse, bugünde aynı söylemle Türkiye'ye yüklenildiğini vurguladı.
Kalın'ın 30 Temmuz 2020 tarihli "Biz masalları olan bir coğrafyanın çocuklarıyız. Bize yüz elli yıldır modernleşme adı altında başkalarının hikayeleri anlatıldı. Artık kendi hikayemizi yazma zamanıdır" içerikli tweeti üzerinden oluşturulmak istenilen olumsuz algılara verdiği bilim ve kültür ötesinde, tarih ve kimlik içerikli profesyonel ve samimi cümleleri aslında ülkenin yönetiminin derin çizgilerinin de iz düşümü olarak değerlendirilmeli. "Memlekette herkes işini iyi yaparsa" cümlesi ile ifade ettiklerini değerlendirdiğimizde, İbrahim Kalın'ın Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın oluşturduğu atmosferi de ne kadar iyi analiz ettiğini ve aktardığını da ifade etmek zorundayız. Cumhurbaşkanı Erdoğan'ı izleyen, takip eden, analiz eden birisinin ona karşı ilgisiz kalamayacağını ifade ederken kurduğu "takdir edersiniz ya da eleştirirsiniz, ama asla ilgisiz kalamazsınız" cümlesi ile İbrahim Kalın'ın Türkiye'nin küresel sistemde ki lider duruşuna da ince bir dokunuş ile değindiğini gözlemliyoruz.
Ve yine İbrahim Kalın'ın "dil" üzerinden yaptığı vurgu da önemli. Yunus Emre'den ve 1400'lü yıllardan Pir Sultan'a, yakın tarihte Aşık Veysel'den bugüne dil hususunda geldiğimiz noktada ki sosyal medyanın tükettiği Türkçe'ye vurgusu da altın ifadeler içeriyor. Türkçe gibi güçlü bir dilin kısırlaştırıldığını ifade eden Kalın, "dil sorunu hepimizin sorunudur. Bu topu sadece devlete, kanuna atamazsınız" diyerek aslında dilimizi toplum olarak ne kadar unuttuğumuzu da ifade etmiş oldu.
***
Türkiye'nin 21'nci yüzyılın ışığını yakalaması ve yapısal sorunlarla üniversiteler içerisindeki siyasi veya dar kutuplaşmalara izin verilmemesi gerektiğini vurgulayan Kalın, "kimlik siyaseti yapmadan, ötekileştirmeden kimlik sahibi olabilirsiniz" sözleri aslında Türkiye'nin 1980'lerden bugüne geldiği süreci özetleyen mücevher değerinde bir betimleme. Cumhurbaşkanı Sözcüsü İbrahim Kalın'ın "Modernleşme, batılılaşma, Avrupa ve merkezcilik, Oryantalizm ve bizim büyük hikayemiz" başlıkları altında ki programında Atatürk'ten Erdoğan'a aslında ufuk çizgisinde aşağı değil, yukarı eğilimde bir ivme kazanıldığını vurgulaması önemli. Küreselleşmenin tek bir merkezi olmadığını aksine birden fazla merkezli bir Dünya ile yüzleştiğimizi ifade eden Kalın, "çağın ruhu neyse ona uyalım demiyorum. Çünkü çağın ruhu ifadesi çok tehlikeli bir ifadedir. 1930'ların Almanya'nın Nazi ruhu ile bizim ruhumuz aynı olamaz" çıkışlı cümlesinden okuyoruz ki, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın ve Cumhurbaşkanlığı yönetim sisteminin derdi ekonominin çok ötesinde yeni yüzyıl. Yani ikinci yüzyıla her şekilde ve olabildiğince hazır bir Türkiye.
Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü Sayın İbrahim Kalın'ın geniş bir zaman dilimine yayılan programını sosyal medyadan izlemenizi tavsiye ediyorum. Gazeteci Ahmet Hakan ile Tarafsız Bölge'de gerçekleşen programda, Türkiye'ye dair merak ettiğiniz çoğu sorunun cevabını İbrahim Kalın'dan alabilirsiniz...