Ömer Küçükkaya
Köşe Yazarı
Ömer Küçükkaya
 

Ankara'dan kuşbakışı...

Türkiye'nin demografik değişminden habersiz bir yerel siyaset anlayışı ile yüzleşiyoruz. Son dönemde Bursa dahil birçok kentte yeniden aktif edilen hemşeri derneklerinin asıl amacı ise, bir kısım siyasilerin bu nüfus gücünü yerel siyasetten Ankara siyasetine devşirmek. Peki, bu ne kadar mümkün? Türkiye'nin jeopolitik önemini öncelikli kıldığımızda bazı yörelerin köken itibari ile sağ siyasete bazılarının ise, sol siyasete uygun olmadığını görüyoruz. Yine, bazı kentlerde size denklem tamamıyla değişme noktasında. Örneğin, geçtiğimiz günlerde Bursa'da büyük heyecan yarattığını sosyal medyadan okuduğumuz Ak Parti Çanakkale İl Başkanlığı ve yönetimi değişimi de bu anlamda önemli bir örnek. Çanakkale'de hızla değişen demografik yapı ve kamu çalışanlarının siyasi duruşu, ilk yerel seçimlerde muhafazakar bir Çanakkale Belediye Başkanı ile kenti buluşturabilir. Elbette Ak Parti'nin Çan ilçesinde yaptığı yanlış aday tercihinin CHP'ye kazandırdığını da düşünürsek eğer, Ak Parti ve MHP arasında güçlü adaylar noktasında Cumhur İttifakı'nın yeterli bir iç iletişime sahip olmadığını görürüz. Yine Bursa'da, CHP'nin İYİ Parti'ye teslim olması nedeniyle hem Karacabey ve Mustafakemalpaşa'da hem de Büyükşehir'de nasıl kaybettiğini iyi okumalıyız!   Ankara'nın yerel siyaset derlemesinde Bursa pekte değerli bir yere sahip değil! Belki bu sözüm sizleri kızdıracak ama maalesef gerçek bu. Salı günleri gerçekleşen gurup toplantıları ile TBMM'de kendini göstermeye gelenler dışında kurumsal çatı bütünlüğünde hareket eden sivil toplum kuruluşu, sanayici veyahut kitle yok! Öte yandan Ankara'ya Gaziantep'ten, Şanlıurfa'dan, Trabzon'dan, Kırşehir'den gelen ekipleri değerlendirdiğimizde kimse tek başına hareket etmiyor. Bu denklemde maalesef Bursa yetersiz kalıyor. Yine, çok sayıda yerel yöneticiye kapılarını açan Ankara'ya maalesef Belediye Başkanları başta olmak üzere yerel dinamikler sırt dönüyor. Oysa kentlerin parti ve ilçe başkanlıkları ayrı, belediye başkanlıkları ve meclis üyelikleri ayrı bir statüde olmak şartı ile Ankara'da farklı bir çatı da değerlendiriliyor. Bursa'nın bu alan tecrübesizliği kentin ilçeler bazında ısrarla kaybetmesinin ana nedenlerinden sadece biri. Ve yine yıllardır alınamayan bütçeler ile boşa geçen zamanı da değerlendirdiğimizde hatanın her anlamda büyüklüğü ortaya çıkıyor.   Elbette son İl Kongresi ile güçlenen bir CHP portresini Bursa'da görmek mümkün. Hüseyin Akkuş karşısında kenetlenen CHP, eğer bu birlikteliğini dağıtmazsa önümüzde ki süreç Ak Parti ve MHP adına epey yorucu olacağa benziyor. Ankara'dan bakıldığında Bursa'da, sen ben bizim oğlan havasında bir Cumhur İttifakı ile karşılaşıyoruz. Bu durumun ne Recep Tayyip Erdoğan ne de Devlet Bahçeli nezdinde hoş karşılanmadığı açık. Yine kalp kırarak yürünen bu yolun süreç itibariyle Ak Parti'ye artı değer katmayacağını iyi okuyan Ankara'da, siyasetin devamı adına birçok formül masada. Bir yanda Suriye ile sıcak temas diğer yanda ama sandık ama referandum ile değişmesi muhtemel bir sistem artık su götürmez bir gerçeklik!   İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener'in Bursa buluşmalarını da iyi okumak ve analiz etmek gerekiyor. Bursa'da ölü doğan Gelecek Partisi'nin devamında Ali Babacan haraketinin de Sarıgül hareketinden öteye geçmesi beklenmiyor. Türkiye'nin hareketli gündeminde Ankara'nın soğuk sokaklarında tüm olasılıklar masada. Ve hal böyle olunca anketlerin aksine sokakta yükselen bir Milliyetçi Hareket Partisi ile Cumhuriyet Halk Partisi görüyoruz. Ak Parti'nin kendi iç kavgaları ve eski dostları küstürmesi nedeniyle taban da ciddi kayıplar verdiği aşikar. Yine yerel siyasetin ve siyasetçiler ile yerel yöneticilerin ötesinde Ankara ve Genel Merkez daha kucaklayıcı ve sahiplenici. Yerel siyasette hem Ak Parti hem de MHP yöneticileri, yerel yönetimlerinin de büyük katkıları ile partilerinden adam yani oy silkelerken, Ankara her adam, her oy, her seçmen, her vatandaş değerli algısını güçlendirmeye devam ediyor. Elbette bu anlamda değerlendirdiğimizde, Ankara'ya gözünü kulağını kapatmış bir yerel siyaset ile Bursa dahil birçok nokta da denk geliyoruz.   Bursa iş dünyası içerisinde var olan koltuk kavgasının siyaseti de etkilediğini görmekteyiz. Son dönemde hızla birbirine yakınlaşan İbrahim Burkay ile Alinur Aktaş'ın arasından su sızmıyor. Bu durumu kentin ekonomik güçlenmesi açısından değerlendirdiğimizde yarınlar umut veriyor. Yine hızlı tren hususunda Ak Parti Milletvekili Osman Mesten'in açıklamalarını iyi okumak gerekiyor. Görüyoruz ki, hızlı tren 2024'ten önce hayal!   Ankara'dan Bursa başta olmak üzere tüm yerel dinamikler kuşbaşı seyredilirken, yereldeki siyasetçilerin kafalarını kaldırıp yukarıya bakmamaları da manidar! Ankara'nın ürettiği politikaları ve ekonomiye dair olumlaştırmaları iyi okuduğumuzda, ortalama 9 ay içerisinde erken seçim kararı veya referandum ile karşı karşıya olan bir Türkiye görüyoruz. Elbette aynı akımı Ankara'nın eski bakanlarının yerelde ki hemşeri derneklerini hızla aktif etmelerinden de teyit ettiğimiz doğrudur.   Hasılı, Ankara'dan Bursa'ya esen soğuk rüzgarlarda tüten şarkının adıdır; "gel tezkere..."
Ekleme Tarihi: 16 Şubat 2020 - Pazar

Ankara'dan kuşbakışı...

Türkiye'nin demografik değişminden habersiz bir yerel siyaset anlayışı ile yüzleşiyoruz. Son dönemde Bursa dahil birçok kentte yeniden aktif edilen hemşeri derneklerinin asıl amacı ise, bir kısım siyasilerin bu nüfus gücünü yerel siyasetten Ankara siyasetine devşirmek. Peki, bu ne kadar mümkün? Türkiye'nin jeopolitik önemini öncelikli kıldığımızda bazı yörelerin köken itibari ile sağ siyasete bazılarının ise, sol siyasete uygun olmadığını görüyoruz. Yine, bazı kentlerde size denklem tamamıyla değişme noktasında. Örneğin, geçtiğimiz günlerde Bursa'da büyük heyecan yarattığını sosyal medyadan okuduğumuz Ak Parti Çanakkale İl Başkanlığı ve yönetimi değişimi de bu anlamda önemli bir örnek. Çanakkale'de hızla değişen demografik yapı ve kamu çalışanlarının siyasi duruşu, ilk yerel seçimlerde muhafazakar bir Çanakkale Belediye Başkanı ile kenti buluşturabilir. Elbette Ak Parti'nin Çan ilçesinde yaptığı yanlış aday tercihinin CHP'ye kazandırdığını da düşünürsek eğer, Ak Parti ve MHP arasında güçlü adaylar noktasında Cumhur İttifakı'nın yeterli bir iç iletişime sahip olmadığını görürüz. Yine Bursa'da, CHP'nin İYİ Parti'ye teslim olması nedeniyle hem Karacabey ve Mustafakemalpaşa'da hem de Büyükşehir'de nasıl kaybettiğini iyi okumalıyız!

 

Ankara'nın yerel siyaset derlemesinde Bursa pekte değerli bir yere sahip değil! Belki bu sözüm sizleri kızdıracak ama maalesef gerçek bu. Salı günleri gerçekleşen gurup toplantıları ile TBMM'de kendini göstermeye gelenler dışında kurumsal çatı bütünlüğünde hareket eden sivil toplum kuruluşu, sanayici veyahut kitle yok! Öte yandan Ankara'ya Gaziantep'ten, Şanlıurfa'dan, Trabzon'dan, Kırşehir'den gelen ekipleri değerlendirdiğimizde kimse tek başına hareket etmiyor. Bu denklemde maalesef Bursa yetersiz kalıyor. Yine, çok sayıda yerel yöneticiye kapılarını açan Ankara'ya maalesef Belediye Başkanları başta olmak üzere yerel dinamikler sırt dönüyor. Oysa kentlerin parti ve ilçe başkanlıkları ayrı, belediye başkanlıkları ve meclis üyelikleri ayrı bir statüde olmak şartı ile Ankara'da farklı bir çatı da değerlendiriliyor. Bursa'nın bu alan tecrübesizliği kentin ilçeler bazında ısrarla kaybetmesinin ana nedenlerinden sadece biri. Ve yine yıllardır alınamayan bütçeler ile boşa geçen zamanı da değerlendirdiğimizde hatanın her anlamda büyüklüğü ortaya çıkıyor.

 

Elbette son İl Kongresi ile güçlenen bir CHP portresini Bursa'da görmek mümkün. Hüseyin Akkuş karşısında kenetlenen CHP, eğer bu birlikteliğini dağıtmazsa önümüzde ki süreç Ak Parti ve MHP adına epey yorucu olacağa benziyor. Ankara'dan bakıldığında Bursa'da, sen ben bizim oğlan havasında bir Cumhur İttifakı ile karşılaşıyoruz. Bu durumun ne Recep Tayyip Erdoğan ne de Devlet Bahçeli nezdinde hoş karşılanmadığı açık. Yine kalp kırarak yürünen bu yolun süreç itibariyle Ak Parti'ye artı değer katmayacağını iyi okuyan Ankara'da, siyasetin devamı adına birçok formül masada. Bir yanda Suriye ile sıcak temas diğer yanda ama sandık ama referandum ile değişmesi muhtemel bir sistem artık su götürmez bir gerçeklik!

 

İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener'in Bursa buluşmalarını da iyi okumak ve analiz etmek gerekiyor. Bursa'da ölü doğan Gelecek Partisi'nin devamında Ali Babacan haraketinin de Sarıgül hareketinden öteye geçmesi beklenmiyor. Türkiye'nin hareketli gündeminde Ankara'nın soğuk sokaklarında tüm olasılıklar masada. Ve hal böyle olunca anketlerin aksine sokakta yükselen bir Milliyetçi Hareket Partisi ile Cumhuriyet Halk Partisi görüyoruz. Ak Parti'nin kendi iç kavgaları ve eski dostları küstürmesi nedeniyle taban da ciddi kayıplar verdiği aşikar. Yine yerel siyasetin ve siyasetçiler ile yerel yöneticilerin ötesinde Ankara ve Genel Merkez daha kucaklayıcı ve sahiplenici. Yerel siyasette hem Ak Parti hem de MHP yöneticileri, yerel yönetimlerinin de büyük katkıları ile partilerinden adam yani oy silkelerken, Ankara her adam, her oy, her seçmen, her vatandaş değerli algısını güçlendirmeye devam ediyor. Elbette bu anlamda değerlendirdiğimizde, Ankara'ya gözünü kulağını kapatmış bir yerel siyaset ile Bursa dahil birçok nokta da denk geliyoruz.

 

Bursa iş dünyası içerisinde var olan koltuk kavgasının siyaseti de etkilediğini görmekteyiz. Son dönemde hızla birbirine yakınlaşan İbrahim Burkay ile Alinur Aktaş'ın arasından su sızmıyor. Bu durumu kentin ekonomik güçlenmesi açısından değerlendirdiğimizde yarınlar umut veriyor. Yine hızlı tren hususunda Ak Parti Milletvekili Osman Mesten'in açıklamalarını iyi okumak gerekiyor. Görüyoruz ki, hızlı tren 2024'ten önce hayal!

 

Ankara'dan Bursa başta olmak üzere tüm yerel dinamikler kuşbaşı seyredilirken, yereldeki siyasetçilerin kafalarını kaldırıp yukarıya bakmamaları da manidar! Ankara'nın ürettiği politikaları ve ekonomiye dair olumlaştırmaları iyi okuduğumuzda, ortalama 9 ay içerisinde erken seçim kararı veya referandum ile karşı karşıya olan bir Türkiye görüyoruz. Elbette aynı akımı Ankara'nın eski bakanlarının yerelde ki hemşeri derneklerini hızla aktif etmelerinden de teyit ettiğimiz doğrudur.

 

Hasılı, Ankara'dan Bursa'ya esen soğuk rüzgarlarda tüten şarkının adıdır; "gel tezkere..."

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve esnafpostasi.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.