Türkiye'nin son 20 yılına damga vuran AK Parti'nin ülke genelinde teşkilat bayramlaşmaları herkesin yakın takibindeydi.
Bursa'da farklı bir atmosfer yaratmak isteyen AK Parti İl Başkanlığı, klasik bir bayramlaşma daveti ile teşkilatların nabzını ölçtü. Kuruluştan bugüne AK Parti'ye büyük emekleri olmuş isimler ile birlikte önceki dönem ve mevcut dönem Milletvekilleri, Belediye Başkanları, Meclis Üyeleri, İlçe Başkanları ve yönetimlerinin ağırlıklı olarak katılmadığını gözlemlediğimiz Bursa programında, önceki dönemler Bakan olarak görev alan Faruk Çelik'in uzun uzadıya sarf ettiği birliktelik ve beraberlik vurgusu da yeterli olmadı. Hatta Kestel'de İlçe Belediye Başkanı Önder Tanır'ın parti bayramlaşmasına katılmadığı hususu; AK Parti Bursa bayramlaşmasında gündem oldu.
AK Parti Bursa İl bayramlaşmasında tabanın sesinden uzak bir şekilde duvara yansıtılan haber videolarından kesintilere ilginin az olduğu programda, Büyükşehir Belediye Başkanı Alinur Aktaş'ın gür söylemleri de teşkilatta yeterli karşılığı bulmadı diyebiliriz. AK Parti İl Başkanı Davut Gürkan, İl Başkan Vekili Mustafa Yavuz ve İl Teşkilat Başkanı Kamil Bayramiç ile bir kısım İl Yöneticisinin salondaki her misafir ile ilgilenmesi dışında salona gelen protokol üyelerinin kendilerine protokolde ayrılan yerlere yerleşmesi dikkatlerden kaçmadı. Girişte AK Parti Bursa İl Yöneticilerinin varlığı dikkatlerden kaçmazken, çoğu başörtülü kadın yöneticinin gelenlere ellerini uzatmaması ise; "AK Parti'de haremlik selamlık" muhabbetini gündeme getirdi.
Ankara'dan aldığımız AK kadrolarda değişim hususu, teşkilatlar nezdinde de yüksek sesli konuşuluyor.
Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı Alinur Aktaş'ın ekibi tarafından yanlış yönlendirildiği, Büyükşehir Belediye bütçelerinin yüksek dozajlı harcandığı, Başkan Aktaş ile ilçe belediye başkanları arasında kavgalar olduğu, Büyükşehir Belediye Başkanı Alinur Aktaş'ın sürekli İstanbul kanallarında ve İstanbullu yayıncılar ile boy göstermesine teşkilatın tepkisi büyük! Sokakta denk gelemedikleri meclis üyeleri ve belediye bürokratları ile sahaya inilmesi çağrısında bulunan teşkilat üyeleri; "başta Büyükşehir Belediye Başkanı dahil oy verdiğimiz seçilmişler neden aramızda yoklar! Herkes yatırımlardan bahsediyor ama kimse zamları ve nedenlerini konuşmuyor! İtimat kaybediyorlar! Bu şekilde Bursa'da seçim kazanmamız imkansız" diyerek sitemlerini dile getirdiler.
Bursa'da diğer siyasi parti bayramlaşmalarına dair aldığımız görüşlerde önemli.
DEVA Partisi'nin Bursa'da sert eleştiriler ile kavgacı tutumlar yerine daha fazla proje odaklı ve öneriler başlıklı adımlar atması yönünde önemli çağrılar var. İYİ Parti'nin Bursa teşkilatlarında İsmail Tatlıoğlu heyecanı mevcut. Önceki gün DSP önceki dönem Genel Başkanı Masum Türker'in ulusal bir kanalda dile getirdiği; "İYİ Parti'nin Cumhurbaşkanı Adayları arasında neden Prof. Dr. İsmail Tatlıoğlu'nu konuşmuyorsunuz" diyerek başladığı cümleler Bursa'da heyecan yarattı. Bilindiği üzere Tatlıoğlu'nun adı son dönemde İYİ Parti Bursa Büyükşehir Belediye Başkanlığı içinde geçiyor...
Cumhuriyet Halk Partisi ile ilgili vatandaşın beklentilerini örgütün sağ seçmene olan eski kafa tutumu bozuyor diyebiliriz. CHP'nin kendi içerisindeki inançsızlar nedeniyle Cumhuriyet Halk Partisi geçen dönem Bursa'da Büyükşehir Belediyesi'ni son anda kazanamamıştı! Cumhuriyet Halk Partisi'nin iktidar olabileceğine dair örgüt içerisinde var olan inanç eksikliği elbette vatandaşa da yansıyor. Ve yine CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun sürekli ekranlarda veyahut sosyal medyada "o faturayı, şu borcu ödemeyin" çağrıları vatandaş nezdinde hoş karşılanmıyor. Vatandaş Kemal Kılıçdaroğlu'ndan daha milli birlik ve beraberlik içerikli çağrılar bekliyor.... Cumhuriyet Halk Partisi'nin Bursa buluşması ise, Bursa'da ses getirecek gündemler oluşturmadığı için son dönemlerin en sönük programlarından biri oldu diyebiliriz.
Baskın seçim olasılığının vatandaş ve muhalefet nezdinde soyut kaldığı bir dönemde, Yüksek Seçim Kurulu tarafından Bursa dair birçok şehirde okullarda ki sandık durumları ile seçime dair materyal yeterliliği resmi bir yazı ile bayram öncesi soruldu. Türkiye'nin erken seçim süreci yerine baskın seçim sürecine gireceğini daha öncede ifade etmiştim. TOGG otomobilinin sosyal medyaya yansıyan hız testleri, maaşlara yapılan zamlar, bazı kanunlar ile sağlanan iyileştirmeler, Türk Silahlı Kuvvetleri'nin başarılı operasyonları, İstihbarat ile eş güdümlü olarak Jandarma ve Emniyet'in gerçekleştirdiği pozitif ataklar baskın seçime dair en önemli bulgular diyebiliriz. Ve maalesef hükümetin başarılı atakları; doktor cinayetleri, çeşitli şehirlerdeki ayaklanma veya miting hareketlilikleri ile gölgelenmeye çalışılıyor.
Vatandaşın son dönemde değişim isteği;
Zafer Partisi Genel Başkanı Ümit Özdağ'ın yükselişinden, DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan'ın genç ve kadın seçmenlerde karşılığının artmasından, İYİ Parti lideri Meral Akşener'in daha toplumsal içerikli açıklamalarından, Yeniden Refah Partisi lideri Fatih Erbakan'ın proje içerikli konuşmalarından ve AK Parti içerisindeki derin kopuşlardan anlıyoruz.
Kısacası; vatandaş değişim istiyor.
Cumhur İttifakı; ya değişimi kendilerini her açıdan yani yukarıdan aşağıya değiştirerek gerçekleştirecek. Veyahut vatandaş; Türkiye için kendince gerekli gördüğü değişimi, sandıkta kendisi gerçekleştirecek...