Sanayi üretimini ihracat ile ülke ekonomisine kazandıran Bursa, ticaret atakları ile de göz doldurmaya devam ediyor. Sözün bittiği yerde rakamlarla konuşan Bursa, yerli otomobil ve devamında batarya yatırımları ile ülkenin gündeminde olan bir kent. Ülke ekonomilerinin önemine vurgu yaptığımız 2021 yılını başarı ile atlatan Bursa'nın yeni trendi furcılık. Peki, fuarcılık alanında Bursa istediğini alabiliyor mu? Bursa'nın başarılı fuar organizasyonlarını ve sektörlerin beklentilerini yeterince vurgulayabiliyor muyuz?
Bursa'nın teknik olarak kendisine her anlamda yetecek ve 24 saat yaşayan bir fuar alanına ihtiyaç duyduğunu hepimiz kabul etmeliyiz. Sanayi ve ticaret kavramlarını sektörler bütünlüğünde kaynaştıracak bir fuar alanı ihtiyacını; projelerle ve seminerlerle yukarı mercilere aktararak, genel bütçeden ciddi boyutta yeni bir fuar payı almayı başarmalıyız. Kentin heryerinden ulaşılabilecek, hava ve deniz yolu ile ortak kullanımlı bağlantı noktalarında, otopark ve eğlence alanları yeterli, otel ve gastronomi alanı hazırlanmış, gençler ile çocukların unutulmadığı, kadın yaşam alanlarına fırsat veren donatılarla kurgulanmış ve herşeyden önemlisi, ülkemizin uluslararası ihracat markası olan Bursa'yı ülkeler bazında akıllarda tutacak 7 gün 24 saat yaşayan bir fuar alanı inşa etmek için tüm sektör temsilcilerinin ne beklediğini merak ediyorum?
Kentin fuarcılık anlayışını, küresel ilgi odaklarına ve beklentilere göre güncellemeliyiz. Bu sayede kentin kaybettiği tüm noktaları yeniden kazanması mümkün. Şöyle ki; Bursa'nın neden bir spor fuarı yok? Bursa, neden bir gençlik fuarı gerçekleştiremiyor? İki devlet üniversitesi olan Bursa, sadece sanayi ve ticaretten ibaret değil! Kentin yeni bir sinerji ve aksiyon alanına ihtiyacı olduğunu fark ederek yeni projeleri Ankara destekli hayata geçirmek için siyasilerinde ortak paydada buluşması ve sektör dinamikleri ile beraber diğer sivil dinamiklerini de ortak payda da buluşturması şart.
Bursa'nın yeni trendi fuarcılık kavramının üstünü iyi okuduğumuzda, altını ne kadar hızlı ve güçlü doldurmamız gerektiğini fark edeceksiniz. Dünya'nın her mevsim yaşayan kentlerini inceleyin. Ve yine fuarcılık ile adı anılan kentleri; ekonomik, sosyal, kültürel ve yaşam alanları içeriğinde inceleyin. Göreceksiniz ki; fuarlar kentlere hem ekonomi, hem yaşam hemde küresel bir kültür katıyor. Bursa gibi tarihi güçlü, doğal güzellikleri eşsiz ve herşeyden önemlisi her anlamda kökleri kuvvetli bir kentin; yeni çıkış kapısı fuarcılık olmalı. Hayata geçirelecek yeni bir fuar alanı; aynı zamanda yeni bir yaşam alanı ve ticaret tarzı olarak kentin vizyonunu genişletecek, hatta devleştirecektir.
Bursa Valiliği, Bursa Ticaret ve Sanayi Odası, Bursa Ticaret Borsası, Bursa Büyükşehir Belediyesi, TÜYAP ve özel iştirakler ile bugüne kadar elde edilen fuarcılık başarıları ile deneyimleri, kentin bu alanda sıçrama yapmasını mecburi kılıyor. Fuarcılık alanında güçlenen Bursa'nın hem havayolu hemde raylı sistem unsurları daha ulusal ve uluslararası boyutta misafirleri taşıyabilecek kapasiteye fuarcılık atakları ile ulaşacaktır. Kentin vizyonel ağırlığı artacağı gibi; spor başta olmak üzere müzik, sanat, gastronomi ve otelcilik konsepti güçlenecektir. Yine kentin ticaret hacmi artacak ve kent bilinirliği küresel anlamda yükselişe geçecektir. Ekonomik ve sosyal anlamda yeni kazanımlar için; fuarcılık bakış açısını küresel gerçekliklere ve beklentilere göre yeniden yapılandıracak Bursa'nın; uluslararası fuarcılık ve yaşam merkezi hususunu tüm dinamiklere iyi anlatması gerekiyor. Bunun için en başta Çevre, Şehircilik ve İklim Bakanlığı devamında ise; Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı ile konunun tartışılmaya açılması ve akabinde Ticaret Bakanlığı eli ile en kısa sürede projelerin onay işlemlerinin hazırlanarak, sonuçlandırılması gerekiyor. Kültür ve Turizm Bakanlığı üzerinden elde edilecek kazanımlar ve yine İçişleri Bakanlığı bütçeleri ile kente kaydırılacak bütçeler ile Bursa'nın 2030 yılı itibariyle dev bir fuar merkezine sahip olmasının önünde hiçbir engel kalmayacaktır. Ki, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın himayelerinde böylesine güçlü bir yatırım da daha hızlı yol kat etmek ve Osmanlı'nın kuruluşunun 700'ncü yılında yani 2026 yılında "Bursa Türk Dünyası Fuarları" konsepti ile ilk dev fuarı kentimizde hayata geçirmemiz mümkündür.
Türkiye'nin fırsatlarının kent ekonomileri olduğunu unutmadan; Bursa'nın ortaya çıkardığı tüm fırsatları doğru okuyarak, ayrıştıran ve ayrışan değil, aksine bütünleştiren adımlar attığımızda göreceğiz ki; kazanan hem Bursa hemde Türkiye olacaktır...