Bugün 17 Ağustos. Türkiye'yi derinden sarsan acı, 21 yaşında. Türkiye'de lafla peynir gemisi yürütenlerin 21 yılda deprem ve doğal afetler konusunda nasıl bir modern şehircilik ve çevre çalışması yürüttüğünü anlamak için, yaşadığımız felaketleri aklımıza getirmemiz yeterli. Çanakkale, 1 aydır sürekli yanıyor. Bursa'nın doğu yakası ile kent merkezinde birçok noktayı sel vurdu. İstanbul ve Ankara başta olmak üzere çoğu Büyükşehir adeta sel ve çeşitli afetlere teslim olurken, Malatya ve Elazığ deprem ile yerle bir oldu...
Takvimler 17 Ağustos 1999 gününden çok ders almamız gerektiğini halen daha söylüyor. Ama elde ki verileri değerlendirdiğimizde, ortaya çıkan tablo ürkütücü. Öyle ki, uzmanlar İstanbul'da çok büyük bir deprem bekliyor. Ve yeniden inşa edilen Yalova ile depremin vurduğu bölgelerde ne gibi önlemler alındı? İşte tüm bu soru işaretleri ışığında yaşamaya devam ediyoruz ve maalesef edeceğiz. Ne de olsa her canlı bir gün ölümü tadacak! Değil mi?
***
Siyasetten başlayarak yeni haftaya merhaba demenin daha uygun olacağını düşündüm. İYİ Parti'nin güçlenme hareketi devam ediyor. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve MHP lideri Devlet Bahçeli'nin evine dön çağrılarına olumsuz karşılık veren Meral Akşener, liderliğini yürüttüğü İYİ Parti'de yukarı doğru bir ivme yakaladı. Öyle ki, düne kadar İP olarak anılan siyasi parti artık İYİ Parti olarak heryerde lanse ediliyor.
Akşener'in sakin ve inatçı tutumu sayesinde hızlı bir ivme yakalayan İYİ Parti'nin büyümesinde Milliyetçi Hareket Partisi'nin rolü çok büyük. Öyle ki, MHP tek liste İl Başkanlıkları ile birçok şehir ve büyükşehir de koltuğu İYİ Parti'ye kaptırıyor. Çanakkale'de ciddi bir teşkilat kopması yaşayan MHP, Bursa'da ise sessizliğini korumaya devam ediyor. MHP'nin Cumhur İttifakı için feda ettiği en büyük değer, kendi varlığı ve teşkilatları.
İYİ Parti'nin Selçuk Türkoğlu gibi dürüst bir kamu görevlisi ile aşamayacağı engel yok. Kamu görevi ve sendika çalışmalarından sonra siyasette de güçlü bir yol çizen Türkoğlu, hak ettiği koltuğu sonunda tırnakları ile elde etti. İYİ Parti'nin Türkoğlu ile birlikte Bursa'da güçlü bir merkez sağ partisi olacağına inananların sayısı çok yüksek. Ve yine İYİ Parti Genel Başkan Yardımcısı Prof. Dr. İsmail Tatlıoğlu'nun "kaybeden yok kazanan İYİ Parti" çıkışı da çok değerli. Bakalım Selçuk Türkoğlu ve yönetimi nasıl bir çıkış ile Bursa'da partisini yeniden sahalara döndürecek...
***
Bursa Valisi Yakup Canbolat'ın çağrısı sonrası kentin hizmetine araç hibe eden iş insanlarımız Faik Çelik, Celal Sönmez, Şenol Şenkaya, Özer Matlı, Hüseyin Özdilek, Hüseyin Durmaz ve Oya Coşkunöz ile birlikte Bursa Büyükşehir Belediye Başkanımız Sayın Alinur Aktaş gönüllerde taht kurdular. Bursa iş dünyasının önemli dinamiklerinin yeniden kent için yuvarlak masada toplanmasına katkı sağlayan Bursa Valisi Yakup Canbolat, kendisine yönelik yapılan tüm olumsuz hamleleri hem devlet yönetimindeki etkin tecrübesi hem de yüce gönüllülüğü ile aşmaya devam ediyor. Türkiye genelinde Covid-19 ile mücadele de en önemli saha çalışmalarından biri de Bursa'da gerçekleştirildi. Pandemi verilerini ve yeni normal süreci değerlendirdiğimizde Bursa, hem iş hayatı hem de sağlık hizmetleri açısından çok iyi konumda diyebiliriz.
***
Bursa'da maraton koşan siyasileri de unutmamak gerekiyor. Her ne kadar sessiz sedasız yürüyor gibi görünüyor olsalar bile, Osmangazi Belediye Başkanı Mustafa Dündar, Kestel Belediye Başkanı Önder Tanır, İnegöl Belediye Başkanı Alper Taban ve Gemlik Belediye Başkanı Mehmet Uğur Sertaslan başarılı bir ivme sergiliyor. Milletvekilleri kategorisinde ise; Mustafa Hidayet Vahapoğlu ulusal atakları ile öne çıkarkan, Atilla Ödünç, Zafer Işık, Refik Özen ve Mustafa Esgin ile Nurhayat Altaca Kayışoğlu ve Erkan Aydın kentte adı ön planda olan geleceği parlak siyasiler.
Kongreler döneminin hızlandığı AK Parti ve MHP'de başkanların koltuklarını koruması gerekliliğine vurgumu halen sürdürüyorum. AK Parti'de Ayhan Salman'ı değiştirmek demek, partinin tabanına dinamit koymak demek. Ve yine MHP'de Genel Merkez ile uyumlu çalışan bir İl Başkanı ve yönetimi var.
Ve hepimizin gözünden kaçan en temel değer ise; Bursa halen daha Bakanlıklardan elle tutulur gözle görülür güçlü bir hizmeti seçimin üstünden 2 yıl geçmesine rağmen alamadı. Acaba Bursa, hem iktidarın hem de muhalefetin gündeminden çıktı mı?