Bir dönem çalışmalarını ciddi anlamda eleştirdiğimiz Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı Fahrettin Altun'da gözlemlediğimiz pozitif gelişmeler maalesef bir türlü Bursa'ya yansımıyor. Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın "iki gözümün çiçeği" dediği Bursa'da maalesef basın ve medya sektörü ile ilgi ve alakası olmayan, sektörden uzak, sektörün sorunlarından uzak İletişim Bölge Başkanlığı nedeniyle yeni bir kriz ile karşı karşıyayız. Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın Çanakkale'de ki son programına oradaki tüm kış soğuğuna rağmen katılan, saatlerce alanda programı takip eden, Sayın Erdoğan ile birebir öz çekim alan tek gazeteci olan ve yine Bursa'da ki tüm programlara imkanlar dahilinde akredite olan şahsımıza; FETÖ'nün en aktif döneminde uygulanmayan acımasız bir ambargo uygulanıyor! Bursa'da şahsım başta olmak üzere onlarca basın görevlisi Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan programı için akreditasyon çağrısı alamıyor! Peki neden Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın Bursa programını basının takip etmesini engellemek için büyük bir emek harcanıyor? Sayın Erdoğan'a Bursa'da neden yeni bir ambargo uygulanıyor? Sayın Erdoğan'a Bursa'da uygulanan ambargonun ve ambargoların arkasında kimler var? Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın Bursa programına akredite olmak isteyen bir kısım basın kartı mensubunun da "yoğunluk oluyor" gerekçesi ile geri çevrildiği Bursa'da görüyoruz ki; Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'a kendilerini bizzat seven ve değer katan gazetecilere engel koyarak ambargo koyuyor! Bursa'da göreve geldiği günden bugüne şehre ve sektöre somut hiçbir katkısı olmayan Cumhurbaşkanlığı İletişim Bölge Başkanı'nın halen daha görevde tutuluyor olması bile Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın 2023 hedeflerine ket vuruyor! Erdoğan'ın Bursa'da hem Milletvekilliği hemde Belediye seçimlerinde iktidar olmasının önünü bizzat Cumhurbaşkanlığı Külliyesi eli ile kesiliyor... AK Parti'de uzun dönemdir yaşanan kaos Bursa'da ciddi istifalara, muhalefet partilerinin sahada güçlenmesine ve AK Parti'nin kalesi Bursa'da Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın itibar kaybetmesine varan süreçlere dönüştü. Son olarak göreve gelen AK Parrti İl Başkanı Davut Gürkan'ın başarılı çalışmaları da hem kendi İl yöneticilerinin eli ile hemde Bursa'lı bir kısım bürokratlar eli ile eksiye düşürülüyor. Bursa'da bir kısım bürokratlar eli ile süre gelen ambargoların bir yenisi olan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın Bursa programına "ambargo" bize gösteriyor ki; "Cumhurbaşkanı Erdoğan sayesinde bir yerlere gelenler, milletin gönlünden Cumhurbaşkanı Erdoğan'ı silmek için var gücü ile çalışıyor." Canlı bombaların yakalandığı Bursa'da, Milli İstihbarat Bölge Başkanlığı başta olmak üzere; İl Emniyet Müdürlüğü, Jandarma İl Komutanlığı ile Sahil Güvenlik Komutanlığı ve çok sayıda kamu kurumunun başarılı operasyonlarını, saha faaliyetlerini toplum ile net buluşturamayan, Bursa Valisi Yakup Canbolat'ın çalışmaları başta olmak üzere kentteki bürokratik başarıları Bursa halkı başta olmak üzere Ankara'ya doğru bir şekilde ulaştıramayan, Bursa'da Cumhurbaşkanı'nın daha sağlıklı ve anlaşılır bir şekilde şehir ile iletişimini kuramayan Cumhurbaşkanlığı İletişim Bölge Müdürü'nün yıllardır kente kattığı tek şey, Cumhurbaşkanı Erdoğan karşıtlığı diyebiliriz. Bursa'da görüyoruz ki, Anadolu Ajansı Bursa Bölge Müdürlüğü'nün Türkiye Cumhuriyeti Devleti ile Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan'a kattığı değer, Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı ve Bölge Başkanlığı'nın kattığı değerin çok üzerindedir. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın Baş Danışmanları olmak üzere bir kısım siyasinin gölgesinde yıllardır İletişim makamında oturan ve bizlerle iletişim kurmayan, İletişim Bölge Başkanı'nın uyguladığı son ambargo bizleri derinden üzmüştür. Defalarca uyarmamıza rağmen görevde kalan Cumhurbaşkanlığı İletişim Bölge Başkanı gibi Cumhurbaşkanı İletişim Başkanı Sayın Fahrettin Altun'un da hataları kendileri gibi akademik olan ve bir dönem Türkiye'yi yönetenlerin kritik hatalarına eş değer bir duruma ulaşmıştır. Ortaya çıkan bu tablo bize, 2023 seçimlerinin 7 Haziran seçimleri gibi fiyasko ile sonlanacağını işaret etmektedir... İnternet Yasası çalışmaları süreci başta olmak üzere, basılı ve görsel medya ile sektörün genel sorunlarına çözüm üretemeyen, iki yıllık pandemi sürecinde Bursa'da basın mensupları "ne yer ne içer" diye sormayan, iki ayrı medya şirketimiz ve çok sayıda medya yayınımız olmasına rağmen kapımızı yıllardır açmayan Cumhurbaşkanlığı İletişim Bölge Başkanı'nın uyguladığı son ambargo bizde şu fikri cesaretlendirmiştir; "Sayın Erdoğan'a oy vermeyin!" Maalesef iletişimsizliğin ve iletişime dair ambargonun olduğu yerden başka bir fikir cesaretlenmemektedir! Son olarak Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'a ve AK Parti'ye ilk günden bugüne oy verdiğini tüm yazılarında, video haber programlarında ve birçok ortamda deklara eden şahsımıza Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı Alinur Aktaş ve Genel Sekreter Ulaş Akhan başta olmak üzere çok sayıda seçilmiş ile atanmışın koydukları ambargolar yetmiyormuş gibi ortaya çıkan son tablo bize gösteriyor ki; AK Parti Bursa'yı kaybetmek ve Bursa'da Sayın Recep Tayyip Erdoğan'a kaybettirmek için hem seçilmişleri hemde atanmışları ile var gücü ile çalışıyor! Sayın Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan bilmelidir ki; Bursa, tarlada buğday eken belediye başkanları ve Bursa'da alternatif medya oluşturmaya çalışan belediye başkanları ile bir kısım üst düzey AK Parti'li yönetici ile kazanılamaz! Ve yine Bursa, Sayın Erdoğan karşıtları finanse edilerek kazanılamaz! Bursa, sokaklarında gezen Sayın Erdoğan'a gönül vermiş Türkiye sevdalıları ile kazanılabilir. Bu şekli ile Bursa'ya gelecek olan Cumhurbaşkanımız, değerimiz Sayın Recep Tayyip Erdoğan başta olmak üzere tüm büyüklerimize hoş geldiniz derken, Sayın Erdoğan'ı akredite çağrısı almadığımız için 2 Temmuz'da Bursa programlarında ve sonrasında 2023 seçimlerinde sandıkta destekleyemeyeceğim için çok üzgünüm! Biz örf bilir, adet biliriz. Bir kapıdan bin defa kovulunca o kapıya daha da gitmemeyi iyi biliriz. Gayri Türkiye'de verilen onlarca emek çarçur edilmiş, onlarca uykusuz gece çöpe gitmiş, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın Baş Danışmanlarının, İl Başkanlığı'nın, Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı'nın hasılı Sayın Erdoğan'ın umrunda değilken bizim hiç umrumuzda olmaz! Gayri bundan sonra bizim için seçim günü sandığa değil, pikniğe gitme günü gelmiştir! Bursa'da bunca kaybedilişin hesabını Sayın Erdoğan ve Kıymetlimiz Devlet Bahçeli bize değil, kendilerine sahip çıkan bizlere rağmen bizlere sahip çıkmayan atanmışlarına ve seçilmişlerine sorsunlar. Takdir de yetki de Sayın Recep Tayyip Erdoğan'ındır. Saygılarımla...