Nilüfer Çevikel, 2022 Yılını Değerlendirdi
2020 ve 2021 pandemi sonrasında 2022 yılının ilk 6 ayını nasıl değerlendiriyorsunuz?
Dünyayı etkisi altına alan pandemi, akabinde jeopolitik riskler tüm küresel piyasalarda köklü değişimlere sahne olurken ihracat odaklı büyüme yolunda bazı zorlukları ortaya çıkarmıştır. Döviz kurlarındaki dalgalanmalar, enerji başta olmak üzere zincirleme fiyat artışına neden olmuştur. Yıllık yüzde 138’i aşan üretici enflasyonu da iş dünyamızın rekabetçilik gücünü zayıflatan yüksek maliyet tablosunu gözler önüne sermiştir. Öte yandan ihracatımız, haziran ayında yüzde 18,5 artışla 23,4 milyar dolara ulaşırken ilk 6 ayda yüzde 20 artarak 126 milyar dolara yaklaştı. Böylece yıl sonu için belirlenen 250 milyar dolarlık ihracat hedefinde ilk 6 aylık hedefler tuttu. Tüm bu gelişmeler, bize yüksek girdi maliyetleri ve iç piyasadaki dengesizliklere rağmen iş dünyasının istikrarlı bir şekilde ihracat odaklı üretime devam ettiğini göstermektedir. Üretim, yatırım, istihdam ve ihracat cephelerinde sürdürülebilir başarı için tüm gücümüzle enflasyonla mücadeleye odaklanmalıyız.
Türkiye’nin enerji verimliliği konusunda Bursa, beklentilere cevap veriyor mu?
Uluslararası standartları da karşılamamızı sağlayacak olan çevreci üretim ilkeleri, iklim değişikliğinin risklerini önlememiz konusunda önemli bir adım olacak. Dış ticaretimizin yüzde 50’sinden fazlasını Avrupa Birliği ülkelerine yaptığımız gerçeğinden yola çıkarak çok güçlü bir uyum sürecine girmemiz şart. Firmaların karbon salımlarını azaltmaları için teşvik edici nitelikte olacak karbon fiyatlaması ve karbon vergilemesi sisteminin oluşturulmasıyla birlikte Bursa, daha da çevreci bir kimliğe bürünecektir. Alternatif enerji kaynaklarının arayışına girmeli ve bu yeni stratejinin gerekliliklerini tereddütsüz yerine getirmeliyiz. Bursalı sanayiciler olarak gündemimizin ilk maddesi olan Avrupa Yeşil Mutabakatı’na uyum sürecinde, oyundan geri kalmamak için süratle dönüşmemiz gerektiği gerçeğinin farkında olmalıyız. Üretimde yenilenebilir enerji kaynakları artık vazgeçilmezimiz olmalı. Atık yükünün, her anlamda en aza indirilmesi için çabalamalı ve dünyaya örnek nitelikte projeleri hayata geçirmeliyiz. Bursa, üretimin her alanında başı çeken konumundayken yeşil dönüşüm sürecinin de kalbinin attığı kent olmalıdır.
Sanayi ve ticaret içerisinde genç neslin ağırlıklı olduğu bir süreç yaşıyoruz. Bu durumu artı ve eksi kriterleri ile nasıl değerlendiriyorsunuz?
Gençlerimizden çok umutluyuz. Bu ülkeyi geleceğe onlar taşıyacak. Bu da ancak çok çalışarak, üreterek ve dünyadaki gelişmeleri takip edip, kendimizi sürekli güncelleyerek olabilir. İş dünyasında genç neslin ağırlığının artması, gelecek adına sevindirici bir tablodur. Gençler, büyüklerinin deneyimlerinden yararlanarak yeni çığırlar açabilecek güçte. Biz genç nüfusu yüksek bir ülkeyiz. Gençlerin, kadınların hepsinin çalışması ve yeni dünyaya ayak uydurması gerektiğini düşünüyorum. Lütfen daha fazla geç kalmadan teknolojiye bir şekilde giriş yapalım. Dijital konularda eğitim alalım. Yeni Start-Up’lar geliştirelim. Çünkü dünya, bambaşka bir yöne gidiyor. Biz istediğimiz muasır medeniyetler seviyesine Atatürk’ün de dediği gibi kadınların ve gençlerin çalışmasıyla gelebiliriz.
Bursa, teknoloji yatırımları ve kalifiye insan gücü arasında güçlenen bir üretim bölgesi. Sizce yeni nesil fabrikalar, Bursa'da hangi pozitif sonuçları ortaya çıkarır?
Bursa’da 161 Ar-Ge ve tasarım merkezi faaliyet gösteriyor. Geçmiş yıllarla karşılaştırma yapıldığında 161 merkez olması, çok değerli. Ancak bu sayının 2’ye, 3’e katlanmaması için de bir sebep yok. Bursa, nitelikli iş gücü ve güçlü altyapısıyla bunu başarabilecek güçte. Düşük-orta yoğunluklu teknolojik üretimden ziyade yüksek yoğunluklu teknolojik üretim için cesurca adımlar atmalı ve büyük yatırımları hayata geçirmeliyiz. İhracat ailemize katılacak yeni üyeler, bu yönde stratejilerini oluşturursa işte o zaman Bursa, ihracat sıralamasında çok daha iyi seviyelere ulaşacaktır. Üretimde ne kadar farklılaşırsak, yelpazemizi ne kadar geniş ve nitelikli oluşturabilirsek o kadar çok ileriye gidebiliriz. Ar-Ge, inovasyon, tasarım ve markalaşma alanlarında işgücümüzü daha nitelikli hale getirmeli ve küresel markaların ilgisini şehrimize çekmeyi başarmalıyız. Yenilikçi üretim ve doğru teknolojik dönüşümle Bursa, hak ettiği konuma ulaşacaktır. Yeni nesil fabrikalar da Bursa’nın ihracattaki performansını artırıp küresel rekabet arenasında daha üst liglerde yer almasını sağlayacaktır.
DOSABSİAD ve TÜGİAD olarak yenilenebilir enerji konusunda hangi adımları attınız, atıyorsunuz?
İhracat odaklı büyüme hedeflerinin gerçekleşmesi için TÜGİAD ve DOSABSİAD olarak yeşil dönüşümde öncü olma vizyonu doğrultusunda bilgilendirme toplantılarımızı yoğun bir şekilde sürdürüyoruz. TÜGİAD olarak su ayak izini ilk defa dile getirmiş sivil toplum kuruluşuyuz. Hem TÜGİAD bünyesinde, hem DOSABSİAD bünyesinde önemli iş birlikleri gerçekleştiriyoruz. Doğa dostu üretim için sanayicimizi sürekli teşvik ediyoruz. Avrupa Yeşil Mutabakatı’na uyum sürecinde, oyundan geri kalmamak için süratle dönüşümü tamamlamalıyız. Devletimiz, sanayiciye yenilenebilir enerji yatırımları noktasında daha fazla destek sağlamalı ve OSB’lerde enerji sistemlerini de gözeten bütünleşik yapılar üretilmelidir.
Kadın istihdamının artırılması konusunda neler yapılmalı?
Türkiye nüfusunun yaklaşık yarısını oluşturan kadınların iş gücüne katılımının artırılması, ekonomik kalkınmanın sağlanması ve ülkemizin 2023 yılında dünyadaki ilk 10 ekonomi arasına girme çabası açısından son derece önemli. Ekonomik büyüme için kadınların işgücüne daha fazla katılması gerekiyor. Çağdaş ve ekonomik açıdan güçlü bir Türkiye için kadınların özellikle iş hayatında aktif olması önemli. Ekonomiyi canlandırmaya dönük önlemlerin kadın istihdamını artırmaya da yer vermesi hem çok önemli bir atıl kaynağın ekonomiye kazandırılmasını sağlayacak, hem sürdürülebilir büyümeye hizmet edecek, hem kayıt dışılığı azaltacak, hem de son dönemde çokça tartıştığımız aile içi şiddet gibi toplumsal sorunların yok edilmesi için gerekli alt yapıyı sağlayacaktır.
Girişimciliğe bakış açınız nedir? Sizce Türkiye’de girişimcilerin sorunları nelerdir?
TÜGİAD bünyesinde Cumhuriyetimizin 98. yılını ‘1.000 Üniversite Öğrencisine Yapay Zekâ Eğitimi Projesi’ ile kutladık. DOSABSİAD’da da BTSO Eğitim Vakfı bünyesindeki BUTGEM ile birlikte Dijital Dönüşüm Okulu’nu hayata geçirdik. ‘Melek yatırımcı’ olarak yazılım ve programcılık alanında Türkiye'nin pazar payını büyütme yolunda, teknoloji şirketleri ve Start-Up'ların en büyük destekçisiyiz. Bu detaylardan da rahatlıkla anlaşılabileceği gibi girişimciliğe bakış açımız son derece pozitif. Bu bağlamda inovasyon, teknoloji, dijital dönüşüm gibi başlıkların yanında gençlik, girişimcilik ve Start-Up’lar gibi konularda daha fazla mesai harcanması gerektiğini düşünüyorum. Girişimcilerin, doğru bir şekilde yönlendirilmeleri ve finansman sorununu zorlanmadan aşmalarının sağlanması gerekiyor. Dünyaya ayak uydurmanın ötesinde, öne geçmek ve arkadan gelenlere yön vermek istiyorsak inovatif fikir ve yatırımlara ihtiyacımız olduğunu bilmeliyiz.
İş dünyasının finansmana erişim sorunlarını Türkiye’de ilk gündeme getiren isimlerden birisiniz. Bu konuda son durum nedir?
Yeni pazarlara odaklanan ihracatçımızın önündeki en büyük engel, finansmana erişimde yaşanan sorunlar ve yüksek üretim maliyetleri. Yıllık bazda yüzde 140’a dayanan üretici enflasyonuna karşı adeta dayanıklılık sınavı veren iş dünyamızın enerji başta olmak üzere üretim maliyetlerinin düşürülmesi için etkin ve iş dünyasının görüşlerinin dikkate alındığı adımların atılması gerekiyor. Kurla mücadele edilirken enflasyon ile de dengeli şekilde mücadele edilmesini talep ediyoruz. Son yapılan asgari ücret artışı, çalışanları hayat pahalılığına karşı koruma amaçlı yapılmış olsa da işverenin maliyetini artırmıştır. Tüm girdi maliyetleri ile ilgili ekonomi yönetiminin uygulayacağı programların başarılı olmasını temenni ediyoruz. Finansman kullanımı konusunda ortaya çıkacak engellerin hızımızı yavaşlatması kaçınılmaz olacaktır. Sanayici olarak tek beklentimiz üretim, yatırım ve istihdamı artırmak adına maliyetlerin en kısa zamanda düşürülmesidir. Ekonomi yönetimindeki karar vericilerin, her aldıkları kararda iş dünyasının kaygılarını da dikkate alması gerekli.
Türkiye’nin 100'ncü yaşında genç işverenler olarak beklentileriniz neler? Bu konuda hükümete herhangi bir öneriniz var mı?
Ekonomide yaşananlar, sanayi ve üretim hacminde bir takım aksamalara neden olsa da sanayicimiz, iç talepten daha ziyade dış talebe dayalı bir büyüme stratejisi ortaya koyuyor. Bunun sürdürülebilirliği için ihracat tarafında kapasite arttırıcı yatırımların devreye girmesi gerekiyor. Bunun için; üretim maliyetlerinin özellikle enerji maliyetlerinin, ekonomik belirsizliklerin, kur dalgalanmalarının ve finansmana erişim olanaklarının yarattığı olumsuzlukların giderilmesi son derece önem arz etmektedir. Yeşil dönüşüm ve dijital dönüşüm konularında da devletin daha fazla teşvik mekanizmasını devreye almasını bekliyoruz. Girişimcilik ve bu yoldaki finansmana erişim noktasında da daha kalıcı desteklerin sağlanması, iş dünyamızın hızını ve küresel rekabetçiliğini artıracaktır.